22 Temmuz 2015 Çarşamba

Yaşam Enerjisi

Herkese selam,

Bugünkü yazımız insandan hayvana gezegenlerden bitkilere kadar yaratılmış her bir nesneyi kapsayan bir olguyu ele alacak, Yaşam Enerjisi...

Yaşam enerjisi dediğimiz kavram dünyanın çeşitli yerlerinde pek çok isimle anılır, uzak doğuda CHİ, Kİ, hindistanda PRANA, güney amerikada MANA, antik mısırda KA ve müslümanlıkta ise BARAKA, listeyi dahada uzatmamız mümkündür. Peki nedir bu enerji, bize ne gibi faydası yada zararları vardır ve bu enerjiyi kullanarak ne yapabiliriz?

*Yazımıza geçmeden önce şunu bir not olarak düşeyim; "Ya ne chi si ne ki si ben inanmam arkadaş böyle hurafelere" tarzı laflar ve inanışlar gerçekte var olan şeyleri değiştirmez, zamanında elektrik enerjisi için sihir ve şarlatanlık diyen insanlar gibi küçük kabuklarınızda yaşayıp ölecek kadar manasız biz dünyada yaşamıyoruz gerçeği bulmak istiyorsak açık fikirlilikle bu yola çıkmamız ve bulduğumuz her ne olursa da mantık ve inancımızla harmanlamamız gerekiyor, insanlık ancak böyle ilerleyip bir yerlere varabilir.

Şimdi yazımıza başlayabiliriz, ilk merak edilen soruyla başlayalım, Nedir bu yaşam enerjisi?

Din ve kuantum fizik bize geçen yıllarda şunu göstermiştir, yaratılan herşey saf enerjiden meydana gelir ve bu enerji bir şekilde kütle kazanarak (dinde bunu yapan Allah'tır, kuantum fizikte ise Gözlemci olarak adlandırılan olgudur) belirli bir frekansta titreyen maddeye dönüşür. Yani özümüzde hepimiz kardeşiz yerine hepimiz aslında birer enerjiyiz demek çok daha doğru olacaktır, işte yaşam enerjisi (ben bundan sonra yazması kolay olduğu için chi diyeceğim) burada devreye girer sizin enerjiden maddeye dönüşmüş olan bedeninizin ana kaynağı ile olan bağlantısını ve gücünü korur, ana kaynak inanan bir kişi için yaratıcısıdır, kişi inanmıyorsa bir an önce bazı konuları düzgünce araştırmaya başlasa iyi olur çünkü günümüzün new age kitaplarında bol miktarda yazdığının aksine evren size hiç bir şey sunmaz yada vermez, evren belirli birtakım gazlardan oluşmuş bir havuzdan başka bir şey olmadığı gibi bir başlangıcı ve sonu olan ölümlü bir oluşumdur bu yüzden evrenden şunu bunu istiyorum demeniz evimdeki çamaşır makinemden enerji çekiyorum demenizle aynı konumdadır.

Chi enerjisi maddesel olarak oluştuğunuz ilk andan ölene kadar sizin ana kaynakla olan bağınızı korur ama bu bağın gücünü arttırmak yada azaltmak sizinde elinizdedir. İnsan bedeninde yaratılış itibarı ile 7 adet çakra bölgesi vardır bunlar, taç çakra, 3. göz çakrası (alın), boğaz çakrası, kalp çakrası, solar plexus denilen midenizin üzerindeki çakra, sakral (hara) çakra ve son olarak kök çakradır.

* muminun suresi 17. ayet: " Andolsun ki biz sizin üzerinizde yedi yol yarattık. Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz"

* casiye suresi 20. ayet: " Bu Kuran, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o."

Yukarıdaki resimdende anlaşılacağı üzere her çakranın vücudumuz üzerinde belirli bir bölgesi ve temsil ettiği belirli bir rengi vardır, bu özellikleri kısaca özetliyecek olursak(detaylar için bana mail atabilirsiniz);

1- Kök Çakra: Dünyaya ve dünyevi şeylere olan bağlılığı sembolize eder, korkular, dünyevi endişeler ve maddeye olan düşkünlük bu çakranın tıkanmasına sebep olur. Korkularımızla yüzleşip onları aşarak ve dünyevi dertlerimizin aslında kısacık ömrümüzde ne kadar gereksiz olduğunu anlayarak ve yaşadığımız ve yaşayacağımız herşeyi sevgiyle kabullenerek bu çakramızı açabiliriz. 

2- Hara Çakra: Bu çakra zevk ve duygu olgusunu temsil eder, yanlış ve aşırı cinsellik (zina, aldatma), keder, suçluluk duygusu gibi negatif olgular bu çakranın tıkanmasına sebep olurken, kişinin kendini bağışlaması, hayvani kökenli cinsel dürtülerini kontrol altına alması ve negatif duyguların içinde büyümeden geçip gitmesine izin vermesiyle çakra açılır.

3- Solar Plexus (göbek çakrası): Bu çakra kişisel dengeyi ve kişinin kendine olan güvenini temsil eder, kendine olan güvensizlikler, utanç geçmişte yaptığımız hataları içimizde büyütme yada aşırı ego bu çakranın tıkanmasına sebep olur. Utançlarımızı, kendimizle ilgili hayal kırıklıklarımızı ve egomuzu aşarak bu çakrayı açabiliriz.

4- Kalp Çakrası: Kişisel ve evrensel sevgiyi sembolize eder, aşırı eleştirel tavırlar, keder, sevgisizlik, kayıplarımızın ardından tuttuğumuz yas ve derin üzüntü ve kendini soyutlama bu çakranın bloke olmasına sebep olur. Yaratılan herşeyi ve kendimizi severek, kusurları görmektense onları kabullenip varlıkları olduğu gibi benimseyip severek ve kayıplarımızı bir yok oluş değil sadece döngünün bir parçası olarak görürsek bu çakrayı açabiliriz.

5- Boğaz Çakrası: Gerçekleri ve konuşmayı temsil eder, yalanlar, küfür, inkar gibi olgular bu çakranın tıkanması neden olur. Dürüstlük, gerçeği savunma ve söyleme ve güzel sözler bu çakranın açılmasını sağlar.

6- 3. Göz çakrası: Sezgi gücünü ve hakikat olgusunu temsil eder, kendimize ve çevremize karşı oluşturduğumuz duvarlar, kendimizi bütünden ayrı görmek bu çakranın tıkanmasına sebep olur. Yaratılan herşeyin bir ve bağlantılı olduğu olgusu ve ortak bilinç ile bu çakramızı açabiliriz.

7- Taç Çakra: Yaratıcıyı ve ilahi gücü temsil eder, inançsal bozukluk ve kırıklıklar, yaratılmış şeylere fazla bağlılık, ruhani bir varlık olduğumuzdansa fiziksel bir canlı olduğumuza dair aşırı inanç bu çakranın tıkanmasına sebep olur. İlahi varlığımızı kabul etmek, bu hayatın bir illüzyon olduğunu benimseyip esas varlık özümüze odaklanmak ve yaratıcımızla olan bağımızı güçlendirmek bu çakrayı açar.

Çakralardaki tıkanıklıklar enerji akışını düşüreceği için bölgeleriyle ilişkili çeşitli hastalıklara neden olurlar. Özellikle son yıllarda tavan yapan kanser ve mide rahatsızlıkları konusunda toplumsal yaşayış tarzımızdan kaynaklanan negatif olgular kesinlikle incelenmelidir.

Çakralarımızı açmak ve daha üst bir bilinç seviyesine erişerek chi akışımızı güçlendirmek için kültürler farklı methodlar geliştirmişlerdir, yoga yapmak, namaz kılmak, meditasyon yapmak, oruç tutmak bunlardan sadece bazılarıdır. Yaşam enerjiniz ne kadar yükselirse onunla yapabileceğiniz şeylerde artar. Fakat şunu unutmayın namaz kılıyorum diye yatıp kalkarak, yoga yapıyorum diye merkeze gidip onu bunu keserek bu iş olmaz, ruhani ilimler ciddi disiplin ve özen gösterilmesi gereken bir konudur ve kişi bu çerçevede olaya tam anlamıyla kendini vererek yaklaşmalıdır.


- Uzak doğunun ve bizimde kültürümüzün bir parçası olan şifacılık bu chi enerjisinin hasta bedenler üzerinde kullanılarak kişinin sağlığına daha hızlı kavuşmasını sağlamayı hedefler.
- Bazı Budist rahipleri bu enerjiyi kullanarak vücutları üzerinde görünmez bir kalkan oluşturup darbelere yada sert hava koşullarına karşı insanüstü direnç gösterirler.
- İslam tarihindede pek çok evliya bu enerjiyi ve farklı teknikleri kullanarak duyu dışı algılama olarak bilinen pek çok yetiye sahip olduklarını ve bu yetileri nasıl kazandıklarını tasavvuf kitaplarında yazmışlardır.


Bu mini belgesel yıllar önce uzak doğuda çekilmiştir, bir chi ustasının chi enerjisini kullanarak yaptıkları gerçekten şaşırtıcı, özellik 3:30 dan sonrasına dikkat...



Chi enerjisini iyi yada kötü niyetler için aktarmak için onlarca farklı yol vardır, bazen sadece hasetli bir bakışla bile karşınızdakine negatif chi gönderebilirsiniz (kültürümüz buna nazar der). Büyüde negatif bir chi çeşididir ve canlılara zarar vermek için kullanılır bu sebepten ötürü dinen ve pek çok kültürde kanunen yasaklanmıştır. Bu gibi negatif chi saldırılarından kendimizi korumak için bizzat kendi enerji seviyemizi yüksek tutmamız çok önemlidir, bu sayede karşı taraftan gelecek negatif saldırılar bize nüfuz edemez. Benim kişisel tavsiyem dua etmektir, dua içten edildiğinde insanın enerjisi o an ciddi manada yükselten bir katalizör görevi yapar.

Sözlerimizdeki pozitif yada negatif chi nin gücünü göstermek için japonyada su taneleri üzerinde yapılan bir deneyin resimlerini paylaşalım.



Yukarıdaki resimlerde su zerrelerinin güzel söz söylendiğinde yada kötü söz söylendiğinde aldıkları şekiller var, insan vücudunun %70 i su olduğuna göre bence çevremizdekilere daha çok iltifat etmemiz gerekir...

Bu deney sadece su üzerinde değil bitkiler ve hayvanlar üzerindede denenmiş ve kötü söz söylenen bitkilerin daha erken öldükleri güzel söz söylenenleri ise daha bir canlandıkları görünmüştür, aynı şekilde hayvanların süt verme oranlarındada ciddi değişimler söz konusu olmuş bu sebepten avrupada tesislerde hayvanlara klasik müzik dinletme olayı gitgide yaygınlaşmaya başlamıştır.


Toparlamamız gerekirse, bedenimizi kötü duygulardan, sigara, alkol vs. gibi zararlı madde ve besinlerden uzak tutarak, dengeli ve sağlıklı beslenip kendimize ve etrafımızdaki her canlıya karşı pozitif duygular besleyerek bedenimizdeki chi akışını güçlendirebiliriz. Daha derine inmek isteyenler olursa enerjini ciddi manada arttıracak olan, düzenli meditasyon, namaz, yoga gibi aktivitelerde bulunmanızı ve tasavvuf, reiki vb felsefik yaklaşımları araştırarak kendinize en uygun yolu çizmenizi tavsiye ederim.

Ve şunu asla unutmayın, SİZ RUHA SAHİP BİR BEDEN DEĞİLSİNİZ, BEDENE SAHİP BİR RUHSUNUZ, bu yüzden önceliğiniz her zaman ruhunuzu beslemek olsun beden zaten ona ayak uydurucaktır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder